Teknolojinin gelişmesi ile birlikte artık internetin turizm sektöründe bir satış kanalı olarak yoğun şekilde kullanılıyor olması hepimizin malumu.
Satış argümanları olarak da ilk akla gelenler rezervasyon motorları ve online satış portalları. Günümüzde en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm oteller en az 4 veya 5 online portal ile anlaşma yaparak odalarını satışa sunuyor. Otelin kapasitesi ve karakteristik özellikleri artıkça bu sayıda katlanarak artıyor ve otellere ekstra bir iş yükü olarak geri dönüyor; her portalda ayrı ayrı anlık satışlara göre ayrılan kontenjanların senkronize bir şekilde güncellenmesi, otel doluluğunu da göz önünde bulundurarak fiyatların rekabet edebilecek bir seviyede ayarlanıp yine ayrı ayrı bu portalların panelleri üzerinden sisteme işlenmesi, bu işlemler için istihdam edilecek personel vb..
Bunun dışında başka önemli bir gerçek ise her otelin kendisine özel bir misafir karakteristiği, fiziksel yapısı ve hatta çalışma şeklinin olmasıdır. Online satış portallarının her birinin de hitap ettiği misafir karakteristikleri çok farlılıklar gösterebilir. Örneklendirmek gerekirse 3 yıldızlı bir otelin, Luxury segment diye tabir edebileceğimiz otellere yönelik çalışma yapan bir portaldan misafir beklemesi mantıksız olur. Veya iş hacminin büyük bir kısmını toplantı amaçlı seyahat eden misafirlerin oluşturduğu bir şehir oteli için kanal yönetim sisteminde GDS bağlantısı olmasının önemi çok büyükken, misafir portföyü tamamen tatilcilerden oluşan bir Güney otelinde bu unsur ikinci ve hatta üçüncü sırada yer almaktadır.
Hal böyle iken otelcinin online pazardan pay alabilmesi tamamen tüm bu B2B, B2C, vb.. gibi kanalları doğru yönetebilmesine bağlıdır. İşte bu aşamada da gelişen teknoloji artık bu iş yükünü azaltma konusunda çözümler sunuyor. Tüm bu kanalların bir yerden yönetilmesini sağlayan Kanal Yönetim Sistemleri (Channel Manager) adı altında farklı ürünler piyasada karşımıza çıkıyor. Her ne kadar otelci gözünde bu ürünlerin kalitesi, bağlanılan kanal adedinin çok oluşu olarak algılanıp kanal yönetim sistemi konusundaki seçimleri bu düşünce doğrultusunda yapılsa da işin aslı yukarıda da belirttiğim gibi hiç de öyle değil.
Otelci öncelikle kendi tesisinin karakteristiğine uygun satış kanallarına karar verip sonrasında da bu kanalları içeren bir sistemle çalışmaya başlaması hem iş yükünü ciddi manada azaltırken hem de verimli bir geri dönüş sağlayacaktır. Artık günümüzde otel yöneticilerinin bu işi ne kadar iyi yönetebildikleri otele ne kadar doluluk sağlayabildikleri ile değil otelin günlük ortalama oda fiyatını ne kadar yukarı çekebildikleriyle ölçülür hale geldi. Çünkü artık internet üzerinden gelen misafirlerin çokluğu, bir çok iyi otelin doluluk ile ilgili bir sorununun kalmamasını sağlıyor.
İşte bu noktada biz AmonRa olarak otel yöneticisinin eline bu süreci daha da kolay kontrol edip, tüm sistemi tek bir noktadan yönetebileceği bir argüman daha veriyoruz. Bir çok farklı kanalı tek bir yerden yönetebileceği kanal yönetim sistemlerini AmonRa’ya entegre ederek sistemin tam otomasyonunu sağlıyoruz. Bu entegrasyon kapsamında tamemen otomatize bir şekilde PMS’inizden tüm kanallara fiyatlarınız, kontenjan bilgileriniz otelin o anki durumunu yansıtır bir şekilde anlık olarak iletiliyor, önceden belirlediğiniz otelin doluluğuna bağlı olarak değişen bir fiyat skalası her online kanal ile senkronize bir şekilde çalışarak odalarınızın değeri altında satılmasını önlüyor. Özetle kapıdan aldığınız bir rezervasyonu önbüro sisteminize check/in yapar yapmaz tüm online kanallarda otelin kontenjan ve doluluk bilgisi ve hatta doluluğa bağlı fiyatlandırması güncelleniyor. Bu da yukarıda bahsettiğim ADR, yani otelin günlük ortalama fiyatının düşmesini engelliyor.
Turizm sektörünün satış unsuru bu kadar teknoloji ile içi içe girmişken, biz teknoloji tarafı AmonRa olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Siz de otelinizi teknolojinin fırsatlarından mahrum bırakmayın ve otelinizin bu rekabetçi piyasada geride kalmasını engelleyin.
Add a Comment
You must be logged in to post a comment